Türk Devletleri Bilim ve Teknoloji Odaklı İş Birliklerini Güçlendirmek İçin Bir Araya Geldi

Türk Devletleri üye ülkelerinin fonlayıcı kuruluşları ile tesis edilmesi planlanan çok taraflı Ar-Ge projesi destek mekanizması geliştirilmesi kapsamında, TÜBİTAK ve Türk Akademisi ortaklığında "Bölgesel ve Küresel Sorunlarla Mücadelede Türk Devletleri Arasında Bilime Dayalı Çok Taraflı İş Birliği ve Birlikte Geliştirme" Çalıştayı, TÜBİTAK ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Tataristan'dan ilgili kurumların temsilcileri ile Türk Akademisi Başkanı Prof. Dr. Şahin Mustafayev ve TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker’in katılımları ile gerçekleştirilen çalıştaya ülkemizin yetiştirdiği Nobel Ödülü sahibi bilim insanımız Prof. Dr. Aziz Sancar da çevrim içi katılarak katkılarını sundu.

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptıklarını vurguladı. Türk devletleri teşkilatları olarak köklü bir tarihe sahip olduklarını kaydeden Mandal, “Devlet başkanları düzeyinde kurumsal yapıya dönüşümüyle ilgili oluşmuş bir teşkilat yapısı var ama daha da önemlisi bu sürecin iş birliğine dönmesi. Geleceğin sorunlarının üstesinden gelebilmek için bilim ve teknolojiye olan ihtiyaca istinaden oluşmuş bir akademi var. Akademinin, özellikle tarihi ve kültürel çalışmalar konusundaki birlikteliği de çok kıymetli.” diye konuştu.

“Bizi bir araya getiren tarih ve kültürün ötesinde daha kuvvetli iş birliği yapabileceğimiz alanlarımız var”

Dil, tarih ve kültürün ötesinde bu bölgenin, bu coğrafyanın kritik ihtiyaçları için daha fazla sorunlarımıza çözüm oluşturabileceğimiz ve devlet başkanlarımıza önerebileceğiniz bir platformun olmasının önemine değinen Mandal, şöyle devam etti: “Prof. Dr. Şahin Mustafayev ile görüşmelerimizde, mühendislik ve sağlık alanlarının akademide bilim insanlarının, araştırmacıların gündeminde olmasını ve bu konuda öneriler getirilmesinin kıymetli olacağını ifade etmiştik. Aynı zamanda bizim katkı sağlama talebimizi de iletmiştik. Kazakistan’daki toplantıya katılamamıştık ama süreç devam etti ve bugüne geldik. Bu toplantıyı TÜBİTAK ve Türkiye açısından çok kıymetli buluyoruz. Ülkelerimizin, devletlerimizin, bizi bir araya getiren tarih ve kültürün ötesinde daha kuvvetli bir şekilde iş birliği yapabileceğimiz alanlarımızın olduğunu biliyoruz.”

“Ortak kültürümüz ve tarihimiz ile bilim ve teknoloji alanında da birlikte başaracağımızdan şüphemiz yok!”

TÜBİTAK Başkanı Mandal, “bilim ve teknoloji alanlarında ortak araştırma ve geliştirme projeleri gerçekleştirmek, bilgi ve deneyim paylaşımını teşvik etmek ve Türk devletlerinde kapasite gelişimini desteklemek amacıyla iş birliği için ana kritik temaları belirlemeyi amaçladığımız çalıştayımızda, bilim ve teknoloji noktasında ülkelerimizin güçlü yanları ile araştırma ve geliştirme faaliyetlerimizde odağa aldığımız alanları masaya yatırdık.  Birlikte ilerlemek için neler yapabileceğimizi, nasıl yapabileceğimizi ve bu noktada izlememiz gereken yol haritasını istişare ettik. Belirlenen alanlarda ortak çalışma grupları oluşturarak ilerleyen süreçte iş birliklerimizi daha da kuvvetlendirmek için mutabakata vardık” diye konuştu. Mandal, “Geçmişten devraldığımız, nice önemli bilim insanlarının çıktığı ortak kültürümüz ve tarihimiz ile bilim ve teknoloji alanında da birlikte başaracağımızdan şüphemiz yok!” diyerek sözlerine son verdi.

“Bilimsel iş birlikleri sürekli olmalı”

Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Büyükelçi Kubanychbek Omuraliev de yaptığı konuşmada gelişmekte olan ülkelerdeki bilimsel iş birliklerinin sürekli olması gerektiğine işaret etti.

“Bu anlayışı teşvik etmek için bir araya gelerek bir şeyler yapmalıyız. Bugün, tarım gibi konuların yanı sıra, insan gelişimi, kalkınma ve ortaklık konularında da bir araya gelmeliyiz. Çeşitli bilimsel konularda devletler arası iş birliği aktif olarak devam etmektedir.” diyen Omuraliev,  “Eğitim ve bilim alanında Türk devletlerinde bilgi ve ticaret ortaklığı yapılabilir mi? Eğitim süreçlerinin araştırılması destekleniyor mu? Bu, ortak gayretlerimizle birlikte Türk halklarının büyük tarih ve mirasının korunması ve geliştirilmesini de sağlayacağız. Dijital altyapının geliştirilmesi, devletler arası güvenlik sağlama ve olaylara ortak bir vizyondan bakma konusunda bu önemli bir adımdır. Ayrıca, müzikten altyapıya kadar bilgi teknolojisi modellerinin ve güvenlik önlemlerinin gelişimine katkı sağlıyor,  sistemlerimizin güvenliğini sağlamak için birlikte çalışıyoruz.” diye konuştu.

Omuraliev, “Araştırma ve eğitimde ortak çabalarla önemli bir kültürel değişim sağlanabilir. Farklı bilimsel kanallarda birlikte çalışarak kolektif güç elde edebiliriz. Kaynaklarımızı paylaşarak ve bilgi aktarımında bulunarak birleşebiliriz. Bu şekilde büyük başarı elde edeceğimize inanıyorum." değerlendirmelerinde bulundu

“Teknolojik gelişme uluslararası iş birliği gerektiriyor”

Türk Akademisi Başkanı Prof. Dr. Şahin Mustafayev de "Ortak bir profesyonel çalıştayda Türk devletleri arasında bölgesel ve küresel zorluklarla başa çıkmak için bir araya geldik. Teknoloji, küresel zorlukların üstesinden gelmede tek başına yeterli değil ve dünya çapında insanların yaşam kalitesini iyileştirmede yetersiz kalıyoruz. Bu zorlukların üstesinden gelmek için hiçbir ülke veya kurum tek başına yeterli değil. Son olaylar, uluslararası bağımlılığı gösterdi ve artık teknolojik gelişme uluslararası iş birliği gerektiriyor.” diye konuştu.

Ulusal çabalara ek olarak, farklı ülkelerin ve kuruluşların uzmanlıklarını, kaynaklarını ve yeteneklerini birleştirerek bilimsel ilerleme ve inovasyon elde edilebileceğine vurgu yapan Mustafayev, “Bu iş birliği, farklı ülkeler arasındaki bilgi paylaşımına yardımcı olurken en son teknoloji gelişmelerini teşvik ediyor. Türk devletlerinin bilimsel ve teknolojik iş birliği, uluslararası alanda önemli bir kural olabilir. Ancak, bu konuda daha fazla çaba gerekiyor. Bilim alanında iş birliği, geçmişte kısıtlı kaldı ve bağımsızlık sonrası akademiler ulusal uzmanlık kazanmaya başladı. Bu durum, bilim alanındaki ulusal yetkinliğin bazılarının kaybına neden oldu. Ancak, son yıllarda bilim alanında belirli bir gelişme olduğu açıkça görülüyor. Bu, bilimin doğası gereği iş birliği gerektirdiği için önemli bir adımdır.” dedi.

Mustafayev “Türk dünyasının bilimsel entegrasyonu ve terörle mücadelede iş birliği, umut verici fakat belirli tereddütlerle karşılanabilir. Türk dünyasında bilimsel entegrasyon için ortak mekanizmaların oluşturulması gerekiyor. Biz de bu toplantıda, bu amaçla çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Geçen düzenlediğimiz çalıştayın sonuç bildirgesinde “Türk devletlerinin bilimsel ve teknolojik rekabet gücünü artırmak için bilim ve teknolojinin belirleyici rolüne vurgu yapılmıştır. Bu bağlamda, ulusal makamlar, başkanlar ve Türkiye'deki kurumlar, uygulamalı bilim ve teknoloji gelişmelerini teşvik etme konusunda önerilerde bulunmuşlardır. Bu öneriler, desteklenmiş ve iş birliği içinde hazırlanmıştır. Ayrıca, bilgi paylaşımı için bir platform oluşturmayı, kaynakları paylaşmayı, ortak zorlukları ele almaya ve kapasite geliştirmeye odaklanan programlar düzenlemeyi amaçlayan çalıştayda, önemli bir adım atılmıştır.” diyen Mustafayev, “Uzun vadeli ve kalıcı bir iş birliği hedefliyoruz. Gelecekte daha fazla proje ve umutlarla devam etmek istiyoruz.” vurgusu yaptı.

Prof. Dr. Aziz Sancar: “Tarihsel bağlarımız, kültürel zenginliklerimiz ve dil birliğimiz bizi benzersiz bir bağla bir arada tutuyor aynı zamanda sorumluluk da yüklüyor”

Çalıştaya çevrim içi katılan Nobel Ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, Türk devletleri arasındaki iş birliklerini güçlendirmek, ortak amaçlar doğrultusunda daha etkin bir şekilde çalışmak amacıyla bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti ifade etti.

Birbirimize olan tarihsel bağlarımızın, kültürel zenginliklerimizin ve dil birliğimizin, bizi hiçbir küresel dış etkenin koparamayacağı benzersiz bir bağla bir arada tuttuğunu, ama bu bağın aynı zamanda bize bir sorumluluk da yüklediğini vurgulayan Sancar, “Bize düşen; bu birlikteliği daha ileri taşımak, ekonomik ve teknolojik değişimlere ayak uydurabilmek adına birlikte hareket etmektir. Dolayısıyla bu çalıştayı farklı paydaşları bir araya getirerek ortak vizyonları belirlemenin ve uygulamanın bir yolu olarak gördüğümü ve dolayısıyla son derece önemsediğimi bilmenizi isterim.” diye konuştu.

Tarihin, bugünü anlamak ve geleceği doğru bir şekilde inşa etmek için en önemli kılavuz olduğuna inandığını belirten Sancar, S. Frederick Starr’ın “Kayıp Aydınlanma” kitabından bahsetti. Bu kitabın, Orta Asya’nın nasıl büyük bir medeniyet inşa ettiğini ortaya koyduğuna değinen Sancar, “Bu başarıları ortaya koyan dinamikleri ve motivasyonu doğru anlamak durumundayız. Çünkü ancak bu şekilde geçmiş başarılarımızın üzerine çıkabiliriz ve aynı medeniyetin çocukları olarak, ancak bu şekilde bilim dünyasına ve insanlığa örnek olabiliriz.” diye konuştu.

 “Prof. Mandal’ın ‘Birlikte çalışmak, birlikte başarmak’ yaklaşımının altına imzamı tereddütsüz atarım”

Dünyamızın iletişim ve bilgi teknolojilerindeki ilerlemelerin yol açtığı çok yönlü ve kapsamlı bir değişim içinde olduğuna işaret eden Sancar, bu durumun milletler arasındaki rekabetin keskinleştiği bir döneme kapı araladığını, önümüzdeki dönemin, bilimsel gücün ülkeleri küresel yarışta öne geçirdiği ve belirleyici bir dönem olduğunu ifade etti. Sancar, şöyle devam etti: “Dolayısıyla her anlamda ve yüzde yüz hazır olarak, bilim rehberliğinde bugünü ve daha da önemlisi geleceği yönetmemiz gerekiyor. Bunun yanı sıra; toplumumuzun beklentilerine bilimin perspektifinden bakarak, yakın ve orta vadeli, sağlıklı ihtiyaç tahminleri yapmak ve bunları karşılamaya yönelik gerçekçi tedbirleri almak durumundayız. Değerli dostum TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal'ın usanmadan vurguladığı bir yaklaşımı vardır: Birlikte çalışmak, birlikte başarmak. Değerli dostumun bu yaklaşımının altına ben de tereddütsüz imza atarım. Aslında bunun gibi çalıştaylarla, farklı başlıklar altında bizi bir araya getiren çeşitli programlarla yapmaya çalıştığımız tam da budur. Her ne kadar kişisel çabayla da yakından ilgili olsa da bilim esasında kolektif bir öğrenme sürecidir. Şimdi bizim yapmamız gereken, bu kolektif öğrenme sürecini ne kadar ileriye taşıyabileceğimizi belirlemek, bunun yöntemini bulmak ve belirlenen o yolda ilerlemektir.”

 “Bu yüzyılı aynı zamanda Türk Bilim Yüzyılı yapalım”

Hayal ettiğimiz geleceği hep birlikte hayata geçirebilecek bağa da potansiyele de sahip olduğumuzu vurgulayan Sancar, “Medeniyetimize, birikimimize, tecrübemize ve yapabileceklerimize dair en ufak bir kaygımız yok. Bizim kaygımız Türk dünyası olarak gelecek nesillere ve özellikle de bütün insanlığa örnek olmak, kadim bilim tarihine damga vurmak, bilim dünyasına yön vermektir ve bunu ancak birlikte yapabiliriz. Siyasi irade hepimizi çok heyecanlandıran bir hedef koydu: Bu yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapacağız dediler. Müsaadenizle el artırmak ve yeni bir hedef daha teklif etmek istiyorum: Bu yüzyılı aynı zamanda Türk bilim yüzyılı yapalım. Bunun başlangıç adımı da bu çalıştay olsun. Çünkü bu çalıştay, ortak projeleri değerlendirmek, sorunları birlikte çözmek ve gelecekteki iş birliklerimize yön vermek adına bizlere tarihi fırsatlar sunuyor. İnanıyorum ki; tarihten getirdiğimiz o birikim bu hedefi gerçekleştirmek için bize ihtiyacımız olan altyapıyı da ilhamı da azmi de vermektedir. Geriye sadece o birlikteliğin bir hedefe kilitlenmesi kalıyor. Birlikte atacağımız her adım insanlığın yolunu aydınlatacağından şüphem yok. Bilimsel ve teknolojik gelişmeye her türlü desteği sağlayacağına gönülden inanıyorum.” diye konuştu. 

Sancar Türk devletlerinde alt yapı paylaşımının önemine değinerek “Alt yapı paylaşımı diğer devletlerle değil sadece Türk devletleri arasında olmalı” vurgusu yaptı. 

Daha sonra çalıştaya katılan tüm kurumlar tanıtılarak hangi alanlarda neler yapıldığına dair bilgi paylaşımı yapıldı.

Çalıştayda hangi alanlara iş birliği yapılacağına ilişkin yol haritası belirlendi.